AKAİDDHBT

İTİKAT AKAİD SORU CEVAP

AKAİD SORU VEVAPLAR

İTİKAT Soru 1  : İman nedir?
Cevap   : Allah (c.c.)’ın dinini, Rasulüllah (s.a.v.)’in getirdiği tüm şeyleri kalp ile kabul
edip dil ile tasdik etmektir.

Soru 2  : İmanın şartları nelerdir?
Cevap   : Allah (c.c.)’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe,
kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine, öldükten sonra tekrar
dirilmeye iman etmektir.

Soru 3  : Hak dinlerin gayesi nelerdir?
Cevap   : Aklı, Dini, Nefsi, Nesli ve Malı korumaktır.

Soru 4  : İslam dininin kaynakları (Edille-i Şeriyye) nelerdir?
Cevap   : Kitap, Sünnet, İcma-i Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha’dır.

Soru 5  : Peygamberimiz (s.a.v.)’den sonraki dönemlerde bir meselenin dini hükmü
üzerinde o devirde yaşayan müçtehitlerin birleşmesi ve ittifak etmesine ne ad verilir?
Cevap   : İcma-i Ümmet denir.

Soru 6  : Kur’an’ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde karşılığı bulunmayan bir meseleyi,Kitap,
Sünnet, İcma-i Ümmet dediğimiz şeri delillerde sabit olan hükümler ışığında,
aynı illete (sebebe), aynı hikmete bağlayarak çözümlemeye dinimizde ne ad verilir?
bu hükümleri verene Fakih denir.
Cevap   : Kıyası Fukaha.

Soru 7  : İmam ve müçtehit olarak kabul edilen bir kişinin içtihat ve görüşlerinden
oluşan, itikadi, fıkhi, dini veya şeri yola ne ad verilir?
Cevap   : Mezhep adı verilir.

Soru 8  : İtikadde mezhep imamları kimlerdir?
Cevap   : İmam Ebû Muhammed Mâturidî ve İmam Ebû’l-Hasenîl-Eş’âri Hazretleridir.

Soru 9  : Allah’ın zati sıfatlarını sayınız.
Cevap   : a- Vücut (Var olması)
b- Kıdem (Varlığının başlangıcı olmaması)
c- Beka (Varlığının sonu olmaması)
d- Vahdaniyet (Bir olması)
e- Muhalefetül lil Havadis (Yaratılmışların hiç birine benzememesi)
f- Kıyam bi Nefsihi (Varlığının kendisinden olması)

Soru 10: Büyük günahlar nelerdir?
Cevap   : a- Allah (c.c.)’a ortak koşmak.
b- Haksız yere adam öldürmek.
c- Namuslu kadına iftira etmek.
d- Sihir yapmak ve yaptırmak.
e- Savaştan kaçmak
f- Müslüman anne ve babaya isyan etmek
e- Yetim malı yemek
g- Mescidi Haram’da günah işlemek
h-Yetim malı yemek i-Zina yapmak

Soru 11: Rabbimizin en güzel, en şerefli manalara ve sıfatlara dalalet eden mübarek
isimleri vardır. Ki bu isimler hakkında Peygamberimiz (s.a.v.) “Muhakkak ki
Allah (c.c.)’a mahsus 99 ismi şerif vardır. Her kim bu isimleri (sayar, ezberler
veya şuurlu bir şekilde manalarını anlarsa) cennete girer, sonsuz mutluluğa
ulaşmış olur.” buyurdu. Rabbimizin bu isimlerine ne ad verilir?
Cevap   : Esmaül Hüsna

Soru 12: Allah (c.c.)’ın zatında, sıfatında ve fiillerinde eşsiz olduğunu bilip inanmaya
ne denir?
Cevap   : Tevhit denir.

Soru 13: Peygamberimiz (s.a.v.)’in Miraç hadisesinde 7. Kat semada, Mescidi Haram
ve Mescidi Aksa’dan sonra uğradığı, Meleklerin kıyamete kadar hayatlarında
bir defa sıra gelerek tavaf ettikleri 7. Kattaki mescidin adı nedir?
Cevap   : Beytül-Mamur.

Soru 14: Allah’ın subuti sıfatlarını sayınız.
Cevap   : a- Hayat (Diri olması)
b- İlim (Her şeyi bilmesi)
c- Semi (İşitmesi)
d- Basar (Görmesi)
e- İrade (Dilemesi)
f- Kudret (Gücünün yetmesi)
g- Kelam (Konuşması)
h- Tekvin (Yaratması)

Soru 15: Dört büyük melek hangileridir ve görevleri nelerdir?
Cevap   : a- Cebrail; Vahiy getiren melektir
b- Mikail; Tabiat olaylarının iradesi ile görevlidir
c- İsrafil; Sura üfleyecek olan melektir
d- Azrail; Ölüm meleğidir, can alır.

Soru 16: Kendilerine Kitap verildiği Kur’an’ı Kerimde bildirilen peygamberler
hangileridir ve hangi kitaplar kendilerine verilmiştir?
Cevap   : a- Musa(a.s.); Tevrat
b- Davut(a.s.); Zebur
c- İsa(a.s.); İncil
d- Muhammed(s.a.v.); Kur’an

Soru 17: Kendilerine kitap indirilmeyip sahife verilmiş olan peygamberler ve kaç
sahife verildiğini yazınız.
Cevap   : a- Adem(a.s.) 10 sahife
b- Şit(a.s.) 50 sahife
c- İdris(a.s.) 30 sahife
d- İbrahim(a.s.) 10 sahife

Soru 18: Hakikatler hakkında ilim elde etme vasıtaları yani İslam’da bilginin
kaynakları nelerdir?
Cevap   : a- Sağlam duyu organları   b- Doğru haber    c- Akıl

Soru 19: İslamın kesin nasla sabit olan hükümlerine, şüphe götürmez bir şekilde
inanmaya ve Allah (c.c.)’ın hükmüne ve iradesine teslimiyete ne ad verilir?
Cevap   : İtikat denir.

Soru 20: İlk peygamber Hz. Adem (a.s.)’dan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e kadar
gelen peygamberlere bildirilen Allah’ın dininin adı nedir?
Cevap   : İslam.

Soru 21: İnsanları iyiliğe yöneltmek için Allah (c.c.)’ın peygamberleri vasıtasıyla
bildirdiği emirler ve hükümlere ne denir?
Cevap   : Din denir.

Soru 22: İnsanların yaşayışlarında yapmaları ile emrolundukları, ilahi yol ve umumi
prensiplere ne ad verilir?
Cevap   : Şeriat.

Soru 23: İnanç bakımından insanlar üçe ayrılır bunlar hangileridir?
Cevap   : a- Mü’min  b- Münafık  c- Kafir.

Soru 24: Allah (c.c.)’e ve onun dinine kalbiyle inanıp, diliyle de inandığını söyleyen ve
inandığını yaşamaya çalışan insana ne denir?
Cevap   : Mü’min.

Soru 25: İnanmadığını açıkça söyleyen kimseye ne denir?
Cevap   : Kafir.

Soru 26: Dili ile iman ettiğini söylediği halde kalbinden inanmayan kişiye ne denir?
Cevap   : Münafık.

Soru 27: İsyanda haddi aşan, zalim ve Allah (c.c.)’dan başka ibadet edilen put ve ilahı
olan sistemlere ne ad verilir?
Cevap   : Tağut.

Soru 28: Allah (c.c.)’ın birliğini kabul etmeyen, ama ona inanan fakat ondan başka
varlıklarıda ilah kabul eden kimseye ne ad verilir?
Cevap   : Müşrik.

Soru 29: İnsanların biri sağ biri sol omuzlarında olmak üzere iki gözetleyici melek
vardır. Bu meleklerden sağ taraftaki melek insanın iyi amel ve davranışlarını,
sol taraftaki melekte insanın kötü amel ve davranışlarını tespit edip amel
defterine yazmakla görevlidirler. Bu meleklerin isimleri nelerdir?
Cevap   : Kiramen Katibin.

Soru 30: İnsanlar ölüpte mezara konduktan sonra sual melekleri denilen iki melek
gelir ve kendilerine Rabbimiz tarafından emrolunan kabir suallerini sorarlar.
Bu sualler: Rabbin kim?, Peygamberin kimdir?, Dinin nedir?, Kitabın nedir?,
Kıblen neresidir? şeklindedir. Bu sualleri soran meleklerin isimleri nelerdir?
Cevap   : Münker ve Nekir.

Soru 31: Cennetteki meleklerin başkanının ismi nedir?
Cevap   : Rıdvan

Soru 32: Cehennemdeki görevli meleklerin başkanlarının ismi nedir?
Cevap   : Malik.

Soru 33: Allah (c.c.)’a çok yakın bulunan, mukarrebun melekleride denilen, son
derece şerefli olan meleklerin diğer isimleri nedir?
Cevap   : İlliyyun melekleri.

Soru 34: Peygamberlerin kendilerine has sıfatları nelerdir, manalarıyla birlikte söyleyiniz.
Cevap   : a- Sıdk; Doğru sözlü olmak
b- Emanet; Güvenilir olmak
c- Tebliğ; Tebliğ etmek
d- Fetanet; Üstün akıl ve zekaya sahip olmak
e- İsmet; Günah işlememek.

Soru 35: Peygamberimiz (s.a.v.) hesap gününü anlatırken mahşerin düz bir yerinde
mahkeme-i kübranın kurulacağını ve hesapların seri olarak sorulacağını anlattı.
İnsanların beş şeyden mutlaka sorulacağını, hesaba tutulacaklarını haber vermişti.
İşte Peygamber (s.a.v.)’in hesap günü mutlaka sorulacak dediği beş şey nedir?
Cevap   : a- Ömrünü nerede tükettiği
b- Gençliğini nasıl geçirdiği
c- Malını nereden kazandığı
d- Malını nereye harcadığını
e- Bildikleri ile amel edip etmediğinden sorulacaktır.

Soru 36: Ahiret günü hesaptan sonra herkesin amel defterini (sevap ve günahını)
tartmaya mahsus olan ilahi adalet terazisine ne ad verilir?
Cevap   : Mizan

Soru 37: Cehennem üzerinde uzanan son derece ince ve keskin olan, mü’minler için
geniş ve rahat olacak, kafirler ise takılıp kalıp cehenneme düşecekleri,
ona inanmak imanın gereği olan köprünün adı nedir?
Cevap   : Sırat Köprüsü.

Soru 38: Her canlı için ezelde tayin edilmiş olan hayat süresi vardır. Süresi dolan
canlıların ömrü son bulmuş ve kendisine takdir edilmiş olan geçici
dünyadaki hayatı bitmiş olur. Her canlı için tayin edilmiş olan süreye ne denir?
Cevap   : Ecel.

Soru 39: İslam’ın şartları nelerdir?
Cevap   : 1-  Kelime-i Şahadet getirmek
2- Namaz kılmak
3- Oruç tutmak
4- Hacca gitmek
5- Zekat vermek.

Soru 40: Başkalarının meydana getiremeyeceği olağanüstü şeyleri bir peygamberin,
gerçekten Allah (c.c.)’ın elçisi olduğunu doğrulaması için Rabbimizin o
olağanüstü olayı peygamberi eliyle ortaya çıkarmasına ne ad verilir?
Cevap   : Mucize.

Soru 41: Yüce Rabbimizin kudret ve izni ile veli kulları tarafından bir kısım
olağanüstü hallerin meydana gelmesine ne ad verilir?
Cevap   : Keramet.

Soru 42: Hatır ve hayale gelmeyen maddi ve manevi nimetleri içinde toplayan, hiç bir
zaman yok olmayan ve bugün mevcut olup sekiz bölümlü bir mükafat alemi olan,
yerini ancak Rabbimizin bildiği, yakuttan, inciden, elmastan döşenmiş köşklerin
var olduğu, altından ırmakların aktığı, içinde hurilerin olduğu bildirilen ve
Allah (c.c.)’a kul, habibine ümmet olmuşların, şehitlerin gideceği yer olarak
bildirilen o güzel mekanın ismi nedir?
Cevap   : Cennet.

Soru 43: Kapısında zebanilerin olduğu, yedi kat aşağı doğru tabakaya bölünmüş, her
bir katında ayrı, türlü azabın tattırılacağı ve bazı günahkar mü’minlerinde ceza
göreceği, kafirler için ise ebedi azap yeri, devamlı kalacakları mekan olarak
bildirilen bu yerin ismi nedir?
Cevap   : Cehennem.

Soru 44: Kainattaki her şey kendisinden başka yaratıcı olmayan Allah (c.c.)’ın bilmesi,
dilemesi ve yaratması ile olur. Onun için herhangi bir şeyin belirli bir şekilde
meydana gelmesi Cenabı Hakkın ezelde dilemesi ile olur. Rabbimizin bir şeyi
ezelde dilemiş olmasına ne ad verilir?
Cevap   : Kader.

Soru 45: Yüce Rabbimizin ezelde dilemiş olduğu herhangi bir şeyin zamanı gelince
yine Allah (c.c.)’ın izniyle meydana gelmesine ne ad verilir?
Cevap   : Kaza.

Soru 46: Müellefe-i Kulüp kimlerdir?
Cevap   : Müslüman olmayıp, kalpleri İslam’a ısındırılmak istenenlerdir.

Soru 47: Büyük günahlardan birini işlemiş veya küçük günahlara devam eden
kimseye ne denir?
Cevap   : Fasık.

Soru 48: Günahı olan mü’minlerin affedilmesi, günahsızların daha yüksek mertebelere
erişmeleri için Peygamberler ve evliyaların Allah (c.c.)’a yalvarmasına ne denir?
Cevap   : Şefaat.

Soru 49: Bir şeyi elde etmek için gereken maddi ve manevi vesilelerin hepsiniyaptıktan
sonra, Allah (c.c.)’a güvenip ondan sonrasını Allah (c.c.)’a bırakmaya ne ad verilir?
Cevap   : Tevekkül.

Soru 50: Karzı hasen ne demektir?
Cevap   : Çıkar gözetmeksizin Allah (c.c.)’ın rızası için ödünç para vermektir.

Soru 51: Aynı peygamberin yolunda yürüyen insanlara ne denir?
Cevap   : Ümmet.

Soru 52: Hasenat ne demektir?
Cevap   : İyi amellere, yapılan iyiliklere denir.

Soru 53: Cennetteki en büyük nimet nedir?
Cevap   : Ru’yetullah yani Allah (c.c.)’ın cemalini görmektir.

Soru 54: İslam dininde olmadığı halde sonradan insanların dindenmiş gibi
hayatlarına geçirdikleri yanlış adetlere ne denir?
Cevap   : Bidat.

Soru 55: Yapılan her şeyin sırf Allah (c.c.)’ın rızası için yapmaya, gösterişten uzak
amele ne denir?
Cevap   : İhlas denir.

Soru 56: Seyyiat ne demektir?
Cevap   : Kötülükler, günahlar ve suçlardır.

Soru 57: Münafığın alametleri nelerdir?
Cevap   : Konuştuğunda yalan söyler, söz verir sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.

Soru 58: En güçlü insan kimdir?
Cevap   : Öfkesini yenen insandır.

Soru 59: Hacerul Esvet nedir, nerededir ve nereden gelmiştir?
Cevap   : Kabe’nin köşe duvarı içine yerleştirilmiş siyah bir taştır ve cennetten gelmiştir.

Soru 60: Akait ilminin ilk temsilcileri kimlerdir?
Cevap   : İmamı Azam Ebu Hanife, Ebu Mansur Maturidi, İmamı Eşari.

Soru 61: Davetçinin vasıfları nelerdir bir kaç tanesini sayınız
Cevap   : a- Çalışmalarının karşılığını Allah (c.c.)’dan beklemelidir.
b- Yardımın yalnız Allah (c.c.)’dan olduğunu unutmamalı
c- Vazifesini yapar ama neticeyi Allah (c.c.)’a bırakır
d- Yumuşak huylu, seven, sevdiren,sevindiren, mütevazi olmalıdır
e- Korkutucu değil, müjdeleyici olmalıdır
f- Hareketlerini ve duyu organlarını Kur’an’a göre ayarlamalı ve onunla
terbiye etmelidir.

Soru 62: İslam devletinde müslümanlar gibi mal, can, din, namus ve nesil güvenlikleri
devlet teminatı altında olan, fakat askerlik yapmayan, bunun karşılığında
cizye ödeyen ve bir anlaşma ile halifeye bağlı olanlara ıstılahta ne ad verilir?
Cevap   : Zımmi.

Soru 63: Ateşten yaratılan, maddi varlıkları olmadıkları için melekler gibi görünmeyen,
insanlar gibi iyileride, kötüleride olan bizler gibi imtihana tabi tutulacak ve yine
bizler gibi “Allah (c.c.)’a ibadet etmeleri için yaratılmış” olan mahlukların ismi nedir?
Cevap   : Cinler.

Soru 64: Efendimiz (s.a.v.)’in buyurduğuna göre, kıyamet günü Allah (c.c.)’ın
gölgelendireceği yedi sınıf insan hangileridir?
Cevap   : a- Adil yöneticiler.
b- Allah (c.c.)’a ibadet yolunda yetişen gençler.
c- Camilere kalpten bağlı kimseler.
d- Allah (c.c.) için birbirini seven kimseler.
e- Makam sahibi bir kadın harama davet ettiğinde “Ben Allah’tan korkarım”
diyerek reddedenler.
f- Sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek şekilde sadaka verenler.
g- Yalnızken Allah (c.c.)’ı anıp gözyaşı dökenler.

Soru 65: Kıyamet gününde en son dirilip, hesaba ilk olarak çekilecek ümmet hangisidir?
Cevap   : Ümmeti Muhammed

Soru 66: İyiliğe kabiliyeti olmayan ruh cinsinden bir yaratıktır. Ateşten yaratılan, daima
kötülük düşünen, insanları yoldan saptırmaya çalışan, bir adı da iblis olan bu
yaratığı tanıdınız mı?
Cevap   : Şeytan.

Soru 67: Herkesin bilmesi gereken dört mesele nedir?
Cevap   : a- İlim; Allah (c.c.)’ı, Peygamber (s.a.v.)’i ve İslam dinini delilleri ile bilmek
b- Amel; Bildiği ilim ile amel etmek
c- Davet; Tebliğ görevini yerine getirmek.
d- Sabır; Eziyet ve zulümlere sabretmek, yılmamak

Soru 68: Allah (c.c.)’ın katından yeni bir din getiren peygambere ne ad verilir?
Cevap   : Rasül

Soru 69: Yeryüzünde bütün varlıklar kime hizmet için yaratıldı?
Cevap   : İnsanlar için.

Soru 70: İnsanın yeryüzündeki konumu nedir?
Cevap   : Yeryüzünde Allah (c.c.)’ın halifesidir.

Soru 71: Kıyamet hangi gün kopacaktır?
Cevap   : Cuma günü.

Soru 72: Bu dünyadan sonra gideceğimiz ebedi alemdir. Kıyamet koptuktan sonra
bütün varlıkların ve insanların devamlı kalacakları yerdir. Orada ölüm yoktur.
Bu yere inanmayan insan müslüman olamaz. Bu alemi bildiniz mi?
Cevap   : Ahiret

Soru 73: Nefis terbiyesinde başarılı olmak için terbiye edilmesi gereken iki unsur nedir?
Cevap   : a- Akıl    b- Kalp

Soru 74: Hakkı batıl, batılı hak yapmaya çalışan nedir?
Cevap   : Tağut

Soru 75: “Rab” kelimesinin manası nedir?
Cevap   : Terbiye eden, yöneten, mülkün sahibi, koruyan.
Soru 76: “İlah” kelimesinin manası nedir?
Cevap   : Kendisine sığınılan, güvenilen, sevilen, tapılan.

Soru 77: Gizli şirke iki örnek veriniz.
Cevap   : a- Başkasının övgüsünü kazanmaya çalışmak
b- Başkasının gözüne girmek için namaz kılmak
c- Nam ve şöhret için cihat
d- Mevki ve makam için ilim.

Soru 78: Ehli sünnet itikadının mezhep alimlerinin adlarını yazınız.
Cevap   : a- Maturidi    b- Eşari

Soru 79: İslam’ın özelliklerinden olan irade neyi ayırt etmeye yarar?
Cevap   : Fayda ve zararı ayırt etmeye yarar.

Soru 80: İlim ile yönetimin çatışmasından ne doğar?
Cevap   : Sosyalizm

Soru 81: Herhangi bir konuda ayrı ayrı yerde bulunan alimlerin aynı görüşe
varmalarına ne denir?
Cevap   : İcma denir.

Soru 82: Herhangi bir konuda ayrı ayrı yerlerde bulunan alimlerin farklı görüş
bildirmelerine ne denir?
Cevap   : İçtihat

Soru 83: Rabbimiz bizi neden imtihan ediyor?
Cevap   : Kemal sıfatı gereği.

Soru 84: İnsanın kendini maddi ve manevi kötülüklerden korumasına ne denir?
Cevap   : Takva.

Soru 85: Tağuti güçlerle işbirliği yapan ve onların iktidarlarını İslam’ı istismar ederek
ayakta tutmaya çalışan din adamına ne denir?
Cevap   : Belam denir.

Soru 86: Küfrün çeşitleri nelerdir?
Cevap   : a- Cehli küfür   b- İnadi küfür   c- Hükmi küfür

Soru 87: İnsanı küfre götüren haller nelerdir?
Cevap   : a- Kur’an’ın ve sünnetin açık hükümlerine gizli manalar vermek
b- Kur’an’ın ve sünnetin hükümlerini yalanlamak
c- Din ile alay etmek
d- Allah’tan ümidi kesmek
e- Allah’ın azabını emin olmak (Allah bana azap etmez demek)
f- Gaibden haber verdiğini söyleyen kahinlere inanmak.

Soru 88: Cennetin Kur’an’ı Kerim’de geçen isimleri nelerdir?
Cevap   : a- Adn b-Meva cenneti
c- Firdevs cenneti
d- Mukame cenneti
e- Naim cenneti
f- Darul Huld
g- Darus-Selam
i- Makamul Emin

Soru 89: Elfaz-ı  Küfür ne demektir?
Cevap   : İnsanı küfre götüren sözler demektir.

Soru 90: İkinci kez sura üflenince bütün insanların yeniden hayat bulup, hesap günü
için toplanmasına ne ad verilir?
Cevap   : Mahşer.

Soru 91: İnsanların ölümden sonra, mahşere kadar kabirde geçirdikleri zamana ne
ad verilir?
Cevap   : Berzah alemi.

Soru 92: Ezelde hiç bir şey yaratılmamışken sadece ruhların var olduğu ve Allah’a
iman sözü verdiğimiz zamana ne ad verilir?
Cevap   : Galü Bela

Soru 93: Cehennemin en alt tabakasının ismi nedir ve oraya kimler girecek?
Cevap   : Haiye, Münafıklar girecek.

Soru 94: Allah’ın fiili sıfatları nelerdir?
Cevap   : a- Rızk verme   b- İhsan etme    c- İkramda bulunma
d- Rıza gösterme   e- Muhabbet besleme   f- Gazap etme
g- Öldürme   h- Diriltme.

Soru 95: Tevhidin kısımları nelerdir?
Cevap   : a- Rububiyet tevhidi
b- Uluhiyet tevhidi
c- İsimlerde ve sıfatlarda tevhit.

Soru 96: Allah’tan başka yaratıcı, rızk verici,Rab, terbiye edici ve kainatın işini
düzene koyan başka ilah olmadığı hangi kısım tevhit inancının gereğidir?
Cevap   : Rububiyet tevhidi

Soru 97  : Allah (c.c.)’ı Allah ve Rasülü nasıl isimlendirdi ve vasıflandırdı ise o şekilde
Allah (c.c.)’ı isimlendirmek ve vasıflandırmak hangi kısım tevhit inancı
gereğidir?
Cevap     : İsimlerde ve sıfatlarda tevhit

Soru 98  : “Allah (c.c.)’ın varlığının başlangıcı yoktur. Allah (c.c.) sonradan meydana
gelmiş bir varlıkta değildir. Hiç bir şey yok iken O yine var idi.” Bu tanım
Allah (c.c.)’ın hangi sıfatlarından neyin açıklamasıdır?
Cevap     : Zati sıfatlarından Kıdem sıfatının.

Soru 99: İbadet ederken sadece Allah’ü Teala’ya ihlasla ve O’ndan başka ilah
olmadığına inanarak ibadet etmek hangi kısım tevhit inancının gereğidir?
Cevap     : Uluhiyet tevhidi

Soru 100: Peygamberlerde, peygamberlik göreviyle görevlendirilmeden önce görülen
ve nübüvvetin temellerini kuvvetlendiren bazı harikuladelikler görülür. Mesela:
Hz. İsa (a.s.)’ın daha beşikte iken konuşması. Hz. Muhammed (s.a.v.)’i daha
çocukluğunda bir bulutun takip etmesi. Putların yüzüstü yıkılması gibi. Bu gibi
harikalara İslami ıstılahta ne ad verilir?
Cevap     : İrhasat

Soru 101: Mevcut alemlerin ve ahiret aleminin hükümdarı o Allah (c.c.)’dır. Her iki
cihandaki eşyanın tasarrufu Allah (c.c.)’a aittir. Ferman onundur. Onun dilediği
olur, dilemediği olmaz. Onun hükümdarlığı dünyadaki hükümdarlıklara
benzemez. Hüküm kendisine aittir. Bir yardımcıya bir vezire ihtiyacı yoktur.
Bütün mükevvenatın mevcut olan her şeyin sahibi ve mutlak hükümdarı manasına
gelen Esmaul Hüsna’da yer alan Allah (c.c.)’ın isimlerinden olan bu ismi nedir?
Cevap     : El-Melik

Soru 102: İçenin niyetine göre şifa olan, Hz. Hacer ve Hz. İsmail’in susuz kaldıklarında
ortaya çıkan, hacıların geri dönerken hediye olarak getirdikleri zemzem suyuna,
Allah (c.c.)’ın Hz. İsmail’i suya kandırması nedeni ile “Sakıyullahı İsmail”,
inananlara fayda verdiği için “Saibe”, sıhhat ve berekete sebep olduğu için
“Meymune”, yemeğin yerini tuttuğu için “Kafiye”, içenler rahatlık ve afiyet
bulduğu için “Afiye” denilmiştir. Doya doya içenlerin cehennem azabından
kurtulacakları müjdesinden dolayı verilen isim nedir?
Cevap     : Büşra

Soru 103: Akait ile ilgili meşhur eserler arasında İmamı Azamın meşhur kitabının adı nedir?
Cevap    : Fıkhi Ekber.

Soru 104: Allah (c.c.)’ın Kur’an’ı Kerim’inde bildirdiği, Peygamber efendimiz (s.a.v.)’in
tarif ettiği insanoğluna mahsus nefis yedi kısımdır.
Bunlar:
a- Nefsi Emmare
b- Nefsi Levvame
c- Nefsi Mutmainne
d- Nefsi Safiyye (Kamile)
e- Nefsi Merdiyye’dir. Bizim saymadığımız diğer ikisini de siz söyleyiniz?
Cevap     : Nefsi Mülhime ve nefsi Raziye

Soru 105: Tasavvufi Ahlakta bir müslümanın kat etmesi gereken kaç merhale vardır?
Cevap     : 4 merhale vardır:
a- Şeriat
b- Tarikat
c- Marifet
d- Hakikat

 

 

 

SİYER Soru 1  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kendisine vahiy gelmeden önce devamlı
olarak şehirden uzaklaşıp, putlara tapmamanın zevkini çıkardığı yer ve
sonunda da kendisine peygamberliğin verildiği yani ilk vahyin geldiği dağın
ve mağaranın ismi nedir?
Cevap   : Nur dağı, Hira mağarası.

Soru 2  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e Hira mağarasında iken gelen ilk vahyin şekli
nasıldır?
Cevap   : Rüyayı Sadıka (Gerçek rüya şeklinde)

Soru 3  : Ebu Süfyan, Ebu Cehil ve El-Ehnes isimli üç müşrik gizlice birbirlerinden
habersiz Allah Resulü (s.a.v.)’in Kur’an okumasını dinlemeye giderlerdi.
Sabaha kadar evin yakınında Kur’an okunuşunu dinlerler gün ağarmaya
başlayınca da kimseler görmesin diye gizlice ayrılmak istediklerinde
birbirleriyle karşılaşırlar ve birbirlerine bir daha gelmemek üzere söz verirlerdi.
Ama her üçüde bir önceki gece dinledikleri şeyi özlerler, verdikleri sözleri
unutur yine bir sonraki gece gizlice gelirlerdi. Bir kez daha söz verip gene
gelirler Kur’an’ı Kerim’in bu güzelliğini gördükleri halde yinede teslim
olmuyorlardı. İşte bu şekilde hoşnut olup ta kabul etmeyen, teslim olmayan bu
insanlar ve onlar gibi onların bulunduğu konuma ne ad verilir?
Cevap   : İnadı Küfür.

Soru 4  : İslam’ı yaşamak için yerel iktidarın zulüm rejimlerinden kaçıp daha müreffeh bir
hayata kavuşmak müslümanca yaşamak, Allah (c.c.)’ın kanunlarını ikame etmek,
Ruhun Allah (c.c.)’ın kanunlarıyla terbiye edilmesi için ilahi yaşam kaygısını
Allah (c.c.)’ın arzında değişik yerlerde vermek sebebiyle yapılan göçe ne ad verilir?
Cevap   : Hicret.

Soru 5  : Mekke’de İslam’ın istediği şekilde yaşayamayan müslümanların, bir davanın
gerçekleşmesi gayesi ile yani insanların ve beşer sistemlerin değil, Allah (c.c.)’ın
istediği şekilde yaşamak için vatanlarını, evlerini, binitlerini, ailelerini terk
etmeleri hareketine ne ad verilir?
Cevap   : Hicret.

Soru 6  : Suçları yalnız Allah (c.c.)’a inanmak, onun kanunlarına göre yaşamayı istemek
olan insanlara Mekke müşrik devleti tarafından alınan, hiç bir şekilde
müslümanlarla temas edilmeyecek, onlardan kız alınmayacak, kız verilmeyecek,
hiç bir şey satın alınmayacak ve satılmayacak gibi kararların alınıp halka
duyurulması için bir afişle Kabe’nin duvarına asılması olayına İslam tarihinde
verilen ismi o günkü ve bugünkü adıyla söyleyiniz.
Cevap   : Haber-üs Sahife, Ambargo.

Soru 7  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Medine’ye gelişinin yedinci ayında Rabbimiz
savaşa izin verdi. Bu izin Hac suresi 39 ve 40.cı ayetlerle oldu. Bu ayetlerden
sonra Allah Resulü (s.a.v.)’in düşman üzerine gönderdiği ilk İslam ordusu ve
aynı zamanda İslam’ın ilk seriyyesi olan seriyyenin komutanı kimdir?
Cevap   : Hz. Hamza (r.a.) dır.

Soru 8  : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hicretinden hemen sonra Medine’de yaptığı
ilk üç iş nedir?
Cevap   : a-İslam devletinin merkezi olan caminin inşaatı,
b-Müslümanların ekonomik sorunlarını gidermek,
c-Müslümanların can emniyetini sağlamak.

Soru 9  : İşkence yıllarında Ebu Lehep ve karısı Ümmü Cemil müşriklerin iki azılı
kişileri idiler. Biri emir veriyor diğeri uyguluyordu. Ebu Lehebin emriyle
Ümmü Cemil dikenleri topluyor ve Allah’ın Resulü (s.a.v.)’in geçeceği
yollara diziyordu. Bu iki zalimin yaptıkları zulümlerden dolayı Kur’an’ı
Kerim’de adlarına sure inmiş ve bu surede kendilerine Rabbimizin kelamıyla
beddua edilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e ve ashabına zulmeden
bu iki azılı müşrikin Tebbet suresinde geçen ahiretteki isimlerini söyleyiniz.
Cevap   : Hammaletel Hatap.

Soru 10: Rasulüllah Efendimiz (s.a.v.)’in bir gecede Mekke’den Kudüs’e oradan da
Allah (c.c.)’a en yakın makam olan Sidret-ül Müntehaya gitmesine ne ad verilir?
Cevap   : İsra ve Miraç.

Soru 11: Beş vakit namaz ne zaman farz kılındı?
Cevap   : Miraçta

Soru 12: Mekke’de tebliğ imkanı kalmayınca Allah Resulü (s.a.v.) tebliği Mekke dışına
taşımayı düşündü. İlk sefer olarak Taife gitmeyi planladı. Çünkü orada
akrabaları vardı ve bundan dolayı tebliğin rahat olacağına inanıyordu. Ama
orada da Ebu Lehebin emriyle zulmün devam ettiğini görünce Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) küfür ehli hakkında mukaddes ve tarihi bir söz söylüyordu.
Bizlere tecrübe ve düstur olacak bu tarihi söz nedir?
Cevap   : “Küfrün hepsi tek millettir.”

Soru 13: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hicret esnasında Medine yolunda değil
Mekke’nin güney kısmına doğru yola çıkıp ve üç gün Mekke yakınlarında bir
mağarada kalıp sonra hicretlerine (yollarına) devam ettiler. Ebu Bekir (r.a.) ile
kaldıkları bu mağaranın ismi nedir?
Cevap   : Sevr Mağarası.

Soru 14: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in emriyle savaşa gidilen ama kendisinin
iştirak etmediği seferlere (savaşlara) ne denir?
Cevap   : Seriyye.

Soru 15: Mekke’de yaşanan ambargo olayından sonra her an saldırı olur diyerek
silahlı olarak bekleyen müslümanlardan bir sahabe bir gün
Rasulüllah (s.a.v.)’e şu suali sordu: “Ya Rasulüllah, hayatımızdan emin olup
silahlarımızı bırakacağımız gün gelmeyecek mi?”  Bu soruya Peygamber
Efendimiz (s.a.v.)’in kıyamete kadar da Ümmeti Muhammede bir ölçü olacak
şekilde verdiği cevap nedir?
Cevap   : “Müslümanların silahlarını bırakıp rahat edecekleri günler az olacaktır”
şeklinde oldu

Soru 16: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bizzat başında komutan olarak iştirak ettiği
savaşlara gaza denir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kaç defa savaşa katılmıştır?
Cevap   : 27 defa

Soru 17: Hz. Ömer (r.a.)’in ifadesi ile Rasulüllah (s.a.v.)’in hayat programının özeti nedir?
Cevap   : İman, Hicret, Cihat.

Soru 18: Allah (c.c.)’ın istediği gibi İslam’ı top yekün yaşanması , İslam’ı tebliğ uğruna
verilen mücadeleye, Allah (c.c.)’ın hükümlerinin her tarafta uygulanmasını temin
için mü’minin canı ve malıyla, mücadeleye, söz, yazı, sohbet ve savaşla olan
harekete ne denir?
Cevap   : Cihat.

Soru 19: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bizzat orduya komutan olarak ilk katıldığı
savaşın, başka bir ifade ile ilk gazvenin adı nedir?
Cevap   : El-Ebva (Veddan) Gazvesi.

Soru 20: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in gönderdiği ilk savaşlardan olan seriyyenin
bir kaç özelliği vardır ki bunlar: İlk defa bir kafir öldürüldü, ilk defa esir alındı,
ilk defa ganimet alındı, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu seriyyeye gizli bir
yazıyla emir vermiştir. Bu özelliklere sahip olan seriyyenin komutanı kimdir?
Cevap  : Abdullah Bin Cahş.

Soru 21: Uhut harbinde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i öldürmek kastı ile atını onun
üzerine süren ama Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bir hamle ile öldürdüğü,
Mekke döneminde Rasulüllah (s.a.v.)’e en çok işkence yapan ve ölümü
Efendimizin elinden olan kafir kimdir?
Cevap   : Ubey Bin Halef.

Soru 22: Mekke devletinin, İslam devletine yenildiği savaşların en büyüklerindendir.
Ki bu savaşta müşriklerin önde gelen isimlerinden Ebu Cehil, Utbe Bin Rabia,
Ümeyye Bin Halef, Nadir Bin Haris gibi azılılarını kaybetmiälerdxr.
Cevap   : Bedir Savaşı.

Soru 23: Bedir savaşında esir alınmış müşrik bir şair bir daha müslümanlar ve İslam
dini aleyhine şiirler yazmamak şartıyla serbest bırakılmıştı. Ama Uhut savaşı
öncesinde basının, medyanın, şairlerin önemini bilen Mekke müşrik devleti
köle olan bu şairi fikren devlete bağlı olduğu için dili ve kalemi satın alınarak
devlet rejimini müdafaa nutukları attırdı. Mekke müşrik devletinin zorlaması ile
yine İslam’ın aleyhine şiirler yazdırtılan bu şair kimdir?
Cevap   : Ebu İzzet.

Soru 24: İslam’ın Mekke döneminde bulunmayan, Medine döneminde ortaya çıkan
namaz kılıp, oruç tutup, hacca gittiği hatta cihada dahi iştirak ettiği halde İslam
düşmanlığı yapan, Kur’an okuyup okutturdukları halde tağutun, şirki düzenlerin
ve putların emrinde çalışan müslüman tipleri vardı. Uhut savaşına önce katılıp
sonra askerin moralini bozmak için tekrar Medine’ye dönen o gün için başlarında
Abdullah Bin Ubey olan İslam toplumunun kanser kaynağı tiplere İslam’ın verdiği
isim nedir?
Cevap   : Münafık.

Soru 25: İslam’ın en önemli savaşlarından biri olan Uhut savaşı galibiyetle sona
ermedi. Kıyamete kadar Ümmeti Muhammede ders ve tecrübe olacak
bir olaydı. İşte Uhut gibi bir savaşın kazanılamamasının sebebi nedir?
Cevap   : Peygamberimiz (s.a.v.)’in emrinin ihlali (Keyfi hareket etmek)

Soru 26: Bir musibet bin nasihatten yeğdir. Akıllı, tarihten ders almasını bilen bir
insanın (Ümmeti Muhammed’in) Uhut savaşından alacağı tek ders vardır.
Uhut savaşının ümmete verdiği ders nedir
Cevap   : Emre itaat etmek.

Soru 27: Ebu Bera  adında bir münafık müslüman olduğunu ve Kur’an’ı Kerim’i
öğrenmek istediklerini söyleyip, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den
bulundukları mevkide kendilerine Kur’an öğretmeleri için Kur’an
okutabilecek sahabeler, hafızlar istedi. Peygamberimizin izni ile İslam’ı
kabul eden bu yeni insanlara Allah (c.c.)’ın dinini ve kitabını öğretmek
için 70 tane hafız sahabe, Ebu Bera ismindeki münafık ile yola çıktı.
Fakat bu güzide insanlar yolda pusuya düşürülerek şehit edildiler.
Bu olayın haberi Allah Resulü (s.a.v.)’e ulaşınca çok üzüldü, dayanamadı
hatta namazlarda onlara kunut okudu (beddua etti). Bu hadise İslam tarihinde
70 sahabenin şehit edildiği yerin ismi ile anılır. Bu hadisenin adı nedir?
Cevap   : Bir-i Mauna hadisesi.

Soru 28: Hendek savaşının diğerlerinden farkı bir savunma niteliğinde olmasıdır. Bu
savunma Medine’nin düşman gelecek olan tarafına hendek kazılmasıdır.
Hendek kazılması yönündeki fikir ise yapılan istişarenin sonucudur.
Bu istişarede Hendek kazma fikrini ortaya koyan  kimdir
Cevap   : Selman-ı Farisi.

Soru 29: Umre maksadıyla Mekke’ye gelip kendilerine Kabe’nin olduğu yere
sokulmayacakları haberini alan Allah Resulü (s.a.v.), Hz. Osman’ı elçi
olarak Mekke’ye gönderdi. Daha sonra Hz. Osman’ın öldürüldüğü
haberi (yanlış) gelince Efendimiz (s.a.v.) elçiyi öldüren bu müşriklerle
savaşmadan vazgeçmeyeceğiz diyerek etrafındaki sahabeleri savaş için
biat etmeye davet etti. Sahabeler de ölünceye kadar savaşacaklarına
dair biat ettiler. Bu biate ne ad verilir?
Cevap   : Rıdvan Biatı.

Soru 30: Hicretin 6.cı yılında Hac için gelen müslümanlar müşrikler tarafından
Mekke’ye sokulmayıp hatta elçi olarak gönderilen Hz. Osman’ın şehit
olduğu (yanlış) haberinden sonra yapılan Rıdvan Biatını duyan müşrikler
o yıl Mekke’ye girilmemesi şartıyla aralarında bir barış anlaşması
yapılmasını teklif ettiler. Bu teklif kabul edilerek anlaşmaya gidildi.
Anlaşmanın tüm maddeleri ilk görünüşte müslümanların aleyhine gibi görüldü
ise de netice müslümanların yararına sonuçlar çıkan anlaşmanın adı nedir?
Cevap   : Hudeybiye Anlaşması.

Soru 31: Hudeybiye anlaşmasından sonra müslüman olup Medine devletine
sığındığında anlaşma gereği Mekke polisine Rasulüllah (s.a.v.) tarafından
teslim edilen biri vardı. Yolda Mekke polislerini öldürerek
Peygamberimiz (s.a.v.)’e “Siz sözünüzü tuttunuz Ya Rasulüllah, ben ise
işkenceden kurtulmak istedim” diyerek Medine’den çıkar ama
Mekke’ye de teslim olmadan Medine dışında El-İss denen yere yerleşip
Mekke’nin ticaret kervanlarını vurarak Mekke devletini yıldırdı. Aldığı
işaretle bu hareketine Mekke’den müslüman olarak çıkan yeni müslümanları
yanına alarak bu harekete devam eder. Mekke devleti yapılan Hudeybiye
anlaşmasını bu şahsın hareketlerine dayanamayarak kendisi bozmak zorunda
kalır. Bu sayede İslam’ın ve müslümanların aleyhine olan anlaşmayı lehe
çeviren sahabe kimdir ve İslam tarihinde bu yapılan harekete ne denir
Cevap   : Ebu Basir – Vur kac taktigi

Soru 32: Ebu Basir’in vur kac hareketini başlatıp Hudeybiye anlaşmasını
müslümanların lehine çevirmesi anlaşma maddelerinde bulunan ifadelere aykırı
davranmayıp usulüne uygun anlaşmaya sadık kalarak hareket etmesi Allah
Resulü (s.a.v.)’in bir siyaseti idi. Çünkü anlaşmanın maddesi “Mekke’den bir
müşrik müslüman olup Medine’ye iltica ederse, Medine devleti bu müslümanı
Medine’ye almayacaktı.” Bu madde de geçen ifadeye göre Allah Resulü (s.a.v.)
Ebu Basir’i Medine’ye almamış ama Medine dışındaki gerilla hareketini
duyunca da ona müdahale etmediği gibi “Keşke Basir yalnız olmasaydı” diyerek
onun yaptığını ima ile kabul etmişti. Allah Resulü (s.a.v.)’nün bu olaydaki izlediği
siyasetin bize verdiği anlam nedir?
Cevap   : Beşer hukukunu müslümanların lehine kullanma siyaseti.

Soru 33: Müşriklerin önceden Mekke’ye diktikleri putları Allah Resulü (s.a.v.) Mekke
fethinde teker teker işaret ederek putları yıktırdı. Her putu işaret edip kırdırırken
bir ayet okuyordu. İşte Allah Resulü (s.a.v.)’in putları kırarken okuduğu ayet
meali nedir?
Cevap   : Hak Geldi Batıl Zail Oldu. Batıl yok olmaya mahkumdur. (İsra 81)

Soru 34: Huneyn savaşında Allah Resulü (s.a.v.), Ebu Hadrat’ı casus olarak Havazin
ahalisi için gönderdi. Havazin halkının savaş için hazırlık yaptığını duyan
Peygamberimiz (s.a.v.) hazırlıklara başladı. Bu savaş için henüz müslüman
olmamış olan Saffan Bin Ümeyye isimli bir kafirden 100 zırh ve silah geri
verilmek üzere alıp Havazin üzerine yürüdü. Bu hareketle Allah Resulü
(s.a.v.)’in ümmetine verdiği ders nedir?
Cevap   : Düşmanla savaşmak için kafirden silah alınabileceği hususu.

Soru 35: Münafıkların Küba’da yaptıkları ve Peygamber (s.a.v.)’e gelerek orada namaz
kıldırmasını isteyerek yaptıkları yerin meşrulaşmasını istedikleri ama Efendimizin
Hz. Cebrail (a.s.)’ın bildirmesiyle kabul etmediği gibi yıktırdığı ve hakkında ayet
inen mescidin adı nedir?
Cevap   : Mescidi Dırar.

Soru 36: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in zevcelerinin (hanımlarının isimlerini söyleyiniz.
Cevap   : a- Hz. Hatice    b- Hz. Sevde     c- Hz. Aişe    d- Hz. Zeynep
e- Hz. Ümmü Seleme  f- Hz. Hafsa   g- Hz. Zeynep (Cahşın kızı)
h- Hz. Ümmü Habibe   i- Hz.Cüveyriyye
j- Hz. Safiyye    k- Hz. Mariyye     l- Hz. Meymune (R. Anhüma).

Soru 37: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in İncil ve Tevrat’ta geçen isimleri nelerdir?
Cevap   : İncil’de; Baraklit, Tevrat’ta; Münhemenna.

Soru 38: Hz. Hacer validemiz Mekke topraklarında oğlu İsmail’e su aramak için Safa
ve Merve tepelerinde koşup dururken, bıraktığı yerde kendi kendine ayaklarını
yere vurarak eşinen Hz. İsmail’in ayakları altından Allah (c.c.)’ın izni ile çıkan
ve bugün dahi müslümanların faydalanıp içtiği, tüm hacıları doyuran, şifalı,
bereketli, bu gün yer itibariyle Kabe’nin altından çıkan suyun adı nedir?
Cevap   : Zemzem.

Soru 39: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğumu ne zamandır?
Cevap   : Miladi 571 yılı (Fil vakasının olduğu yıl), Rebülevvel ayının 12.ci gecesine
tesadüf eden Pazartesi günü dünyaya geldi.

Soru 40: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in annesinin ismi nedir?
Cevap   : Vehb’in kızı Amine.

Soru 41: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in süt annesinin adı nedir?
Cevap   : Hz. Halime.

Soru 42: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in süt kardeşinin ismi nedir?
Cevap   : Hz. Şeyma.

Soru 43: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in dedesinin adı nedir?
Cevap   : Abdulmuttalip.

Soru 44: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in babalarının ismi nedir?
Cevap   : Abdullah.

Soru 45: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in dedesinin vefatından sonra büyüten
amcası kimdir?
Cevap   : Ebu Talip.

Soru 46: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kaç tarihinde Mekke’den Medine’ye hicret etti?
Cevap   : 622 yılında.

Soru 47: Ganimet ne demektir?
Cevap   : Harpte düşmanlardan alınan mal demektir.

Soru 48: İslam’da ilk ganimet ve esir ne zaman alındı?
Cevap   : Abdullah Bin Cahş komutasında yapılan seriyyede alındı.

Soru 49: İlahi vahye göre ganimetlerin taksimi nasıl yapılırdı?
Cevap   : Ganimetlerin beşte biri Allah’a ve Resulüne, beşte dördü ise mücahitlere aitti.
Beşte bir de beşe ayrılarak Peygamberimiz (s.a.v.)’in akrabası, yetimler,
fakirler ve aciz yolculara verilirdi.

Soru 50: Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in: “Eğer Zeyd Bin Harise şehit olursa
yerine Cafer Bin Ebu Talip, oda şehit olursa komutanlığa Abdullah Bin Revaha
geçsin, şayet oda şehit olursa müslümanlar içlerinden birini seçsin” diyerek
orduyu gönderdiği ve bu tüm söyledikleri şeylerin gerçekleştiği savaş hangisidir?
Cevap   : Mute savaşı.

Soru 51: Ehli Beyt kimdir?
Cevap   : Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in aile fertleri ve bunların soyundan gelenlere denir.

Soru 52: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kaç adı vardır söyleyiniz.
Cevap   : Dört adı vardır: a-Ahmet  b-Muhammed  c-Mustafa   d-Mahmut.

Soru 53: Yaşı yirmiyi geçmediği halde, aralarında büyük sahabelerin de bulunduğu,
Bizanslılara karşı savaşan İslam ordusuna Rasulüllah (s.a.v.) tarafından
atanan sahabedir. Bu atamayı dünyadan göç etmeden birkaç dakika
evvel ve Azrail (a.s.)’ın yanında iken son sözleri nedir?
Cevap   : Üsame Bin Zeyd (r.a.) (“Üsame’nin ordusu cihada gitsin”)

Soru 54: İslam Medine devletini Efendimiz (s.a.v.) kurduktan sonra devletler bazında
İslam’ı tebliğ için hangi ülkelere elçi ve mektup göndermiştir?
Cevap   : Habeşistan, Mısır, Doğu Roma İmparatorluğu ve İran.

Soru 55: Efendimiz (s.a.v.)’in Refikül Ala’ya (Büyük dosta-Cenabı Allah’a) kavuşma
olarak tarif ettiği vefatı kaç yaşında olmuştur.
Cevap   : 63 yıl olmuştur.

Soru 56: Tebuk seferine katılmadığı için Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve ashabının
kendisiyle (hakkında ayet nazil oluncaya kadar) 50 gün konuşmadığı
sahabe kimdir?
Cevap   : Kab Bin Malik.

Soru 57: Medine’de münafıkların başı olan hainin ismi nedir?
Cevap   : Abdullah Bin Ubeyy Bin Selul.

Soru 58: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in vefatından sonra kendisini peygamber ilan
eden ve sonra Yemame’de Vahşi tarafından öldürülen sahtekar kimdir?
Cevap   : Müseylemetül Kezzap

Soru 59: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) kaç yaşında peygamber oldu ve ne kadar süre
peygamberlik yaptı?
Cevap   : 40 yaşında peygamber oldu, 23 yıl peygamberlik yaptı.

Soru 60: Habeşistan’a yapılan hicret hakkında bilgi veriniz?
Cevap   : İlki 615 yılının Recep ayında aralarında Hz. Osman ve ailesi Rukiye’nin de
bulunduğu 12 erkek ve 4 kadın olarak üç ay devam etmiş olan hicrettir.
İkincisi ise 616 yılında 82 erkek, 21 kadın Cafer Bin Ebu Talip
başkanlığında yapılmıştır.

Soru 61: İslam’ın ilk düşmanlarından bir kafir vardı ki bu her zaman işkence eder,
alay eder ve müslümanları rahat bırakmazdı. Abdullah İbni Mesud’u yere
ellerini ve ayaklarını bağlayıp ona işkence yapmış hatta dini ile alay dahi etmişti.
Sonunda Bedir savaşında Efendimiz (s.a.v.)’in ondan bana haber getir emri ile
savaş meydanında bulup elleri ve ayaklarının eklem yerlerinden ayrı ayrı dört
kılıç darbesiyle yerde olduğunu görüp önce İslam’ı son bir kez daha tebliğine
şiddetli cevap alması üzerine kafasını keserek sonra onun kulaklarını delip ip
takıp sürükleyerek Peygamberimizin yanına getirdiği Allah düşmanı kafir kimdir?
Cevap   : Ebu Cehil (Cehaletin babası)

Soru 62: Mescidi Nebevinin bir tarafında, evsiz ve yurtsuz olanların ve fakir
müslümanların barınması için bir gölgelik yapılmıştı. Buranın üstü kapalı ise de
etrafı açıktı ve burası bir ilim yuvası idi. Hatta en çok hadis rivayet eden
Ebu Hureyre (r.a.)’da burada yetişmişti. Bu ilim yuvasının ismi nedir?
Cevap   : Ashabı Suffa

Soru 63: Peygamberimiz (s.a.v.)’in annesi Amine hatunun sadık hizmetçisidir. Hz.
Amine hatunun vefatından sonra Peygamberimizi dedesi Abdulmuttalib’e  teslim
eden ve Efendimiz (s.a.v.)’in “Annemden sonra annem sensin” dediği bu sadık
hizmetçi kimdir?
Cevap   : Ümmü Eymen

Soru 64: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kaç çocuğu vardı isimleriyle birlikte söyleyiniz.
Cevap   : Yedi çocuğu olmuştur. Dördü kız, üçü erkektir. Kızları: Zeynep, Rukiye,
Ümmü Gülsüm ve Fatıma’dır. Erkek çocukları: İbrahim, Kasım ve Abdullah’tır.

Soru 65: Hz. Ömer (r.a.)’ın müslüman olması kız kardeşi ve eniştesinin müslüman
olduklarını öğrenip onları ve Rasulüllah (s.a.v.)’i öldürmek niyetiyle gelirken
eniştesinin evinin yakınında duyduğu Kur’an’dan etkilenmesi sonucunda olmuştur.
Hatta onları dövmesine rağmen yine de tekrar dinlediği eniştesinin okuduğu
surenin, kız kardeşinin ve eniştesinin isimlerini söyleyiniz?
Cevap   : Taha suresi, Kız kardeşi; Fatıma, eniştesi; Said

Soru 66: Bedir savaşında kaç müslüman şehit oldu, kaç kafir öldürüldü?
Cevap   : 14 müslüman şehit oldu ve 70 kafir öldürüldü.

Soru 67: Uhut savaşında şehit olan müslümanların sayısı kaçtır?
Cevap   : 72 müslüman şehit olmuştur.

Soru 68: Efendimiz (s.a.v.)’i hicret esnasında yakalayıp Darun Nedve denen müşrik
meclisinden hediye almak isteyen ama atının ayakları çöle batarak hedefine ulaşamayan kimdir?
Cevap   : Süreka

Soru 69: Ezanı Muhammedi’yi rüyasında gören sahabe kimdir?
Cevap   : Abdullah Bin Zeyd

Soru 70: Uzza isimli putu kıran sahabe kimdir?
Cevap   : Hz. Halit Bin Velid

Soru 71: Rasulüllah (s.a.v.)’in şairinin ismi nedir?
Cevap   : Hassan Bin Sabit.

Soru 72: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ilk olarak peygamberliğini açıkça ilan ettiği yer
neresidir ve ilk olarak ona karşı çıkan kimdir?
Cevap   : Safa tepesinde ve ona ilk karşı çıkan amcası Ebu Leheb’tir.

Soru 73: Peygamber Efendimiz(s.a.v.)’in son katıldığı savaş hangisidir?
Cevap   : Tebuk savaşı.

Soru 74: Uhut savaşında Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kılıcıyla savaşan sahabe kimdir?
Cevap   : Ebu Dücane

Soru 75: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in tebliği Mekke dışına çıkarmayı
düşündüğünde aklına ilk gelen yer Taif olmuştu. Çünkü orada tanıdık kapısına
varabileceği akrabaları vardı. Ama Taif ona beklediği gibi değilde  Ebu Leheb’in
emriyle sert bir şekilde cevap vermiş hatta taşlamışlardı. İşte bu yolculukta
Efendimiz (s.a.v.)’e eşlik eden bir sahabe vardı. Bu insan atılan tüm taşlara göğüs
germişti. Bu yiğit insan kimdir?
Cevap   : Zeyd Bin Harise.

Soru 76: Hendek savaşına adı verilen hendeklerin uzunluk, boy ve eninin ölçüleri ne kadardır?
Cevap   : Uzunluğu: 5,5 km, derinliği: 5 m, eni:9 m. dir.

Soru 77: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in İştika (yağmur isteme) namazı kılarak dua
edip namaz biter bitmez hemen yağmurun yağmaya başladığı bir bölge vardı.
Mescidi Nebevinin karşısında olan bu yere Efendimiz (s.a.v.) sıcak havalarda
gider ve orada gölgelenirdi. Çünkü bir bulut orayı devamlı ferah tutardı.
Buraya daha sonra bir mescit inşa edildi. Bu mescidin adı nedir?
Cevap   : Gamame mescidi (Bulut mescidi)

Soru 78: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in doğduğu gece hangi tarihi olaylar meydana
geldi?
Cevap   : a-Kisra sarayında 14 sütun yıkıldı b-Mecusilerin ateşleri söndü c-Sava gölü
kurudu.

Soru 79: Tövbe suresinde kendisinden bahsedilen, Peygamber (s.a.v.)’in ilk inşa ettiği
mescit olarak bilinen mescit hangisidir?
Cevap   : Kuba mescidi.

Soru 80: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Mekke hayatında öyle bir yıl yaşadı ki o yıl
amcası Ebu Talip vefat etmiş, amcasının vefatından üç gün sonra zevceleri
Hz. Hatice (r.a.) ahirete göç etmişti. Aynı yıl müslümanlara ambargo
uygulanmış ve zor durumda bırakılmıştı. Bu yıl Efendimiz (s.a.v.) için sıkıntılı
olmuştu. İslam tarihinde bu yıla verilen isim nedir?
Cevap   : Hüzün yılı.

Soru 81: Siyeri Nebi yada Sireti Nebi ne demektir?
Cevap   : Hz. Peygamber (s.a.v.)’in hayatını konu alan kitaba verilen isimdir.

Soru 82: Müslümanlardan bazıları sayıca fazla olduklarını düşünüp gurura
kapıldıkları için imtihan olarak yeryüzü tüm genişliğine rağmen kendilerine
dar geldiği bir savaş yaşadılar. Bu savaşta pusuya düşürüldükleri için
dağıldılar, hatta Allah Resulü (s.a.v.)’i yalnız bıraktılar ve büyük bir panik
yaşadılar. Hz. Abbas (r.a.)’ın daveti, hatırlatması ve bağırması üzerine
tekrar toplanarak zaferi kazandılar. Hakkında inen ayetle müslümanlara ders
olan bu savaş hangisidir?
Cevap   : Huneyn savaşı.

Soru 83: İlk Cuma namazı nerede kılınmıştır?
Cevap   : Ranuna vadisinde.

Soru 84: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ilk vahiy geldiğinde kime anlattı?
Cevap   : Hanımı Hz. Hatice’ye.

Soru 85: Peygamberimiz (s.a.v.) kaç sene İslam’ı gizli olarak anlattı?
Cevap   : 3 sene.

Soru 86: Hicret gecesi kafirler nereye toplandı?
Cevap   : Mekke’de Darun Nedve’de toplandılar.

Soru 87: Peygamberimiz (s.a.v.)’in hicret esnasında saklandığı mağaranın ismi nedir?
Cevap   : Sevr Mağarası.

Soru 88: Mekke ne zaman fethedildi?
Cevap   : Hicretin 8. Yılı Ramazan ayının 17.sinde.

Soru 89: Hudeybiye savaşı ne zaman oldu?
Cevap   : Hicretin 6. Yılında.

Soru 90: Hayber savaşı ne zaman oldu?
Cevap   : Hicretin 7. Yılında.

Soru 91: Hendek savaşı ne zaman oldu?
Cevap   : Hicretin 5. Yılında.

Soru 92: Peygamberimizin son savaşı hangisidir?
Cevap   : Tebuk savaşıdır.

Soru 93: Akabe biati nedir?
Cevap   : Peygamberimiz (s.a.v.) ile Medinelilerin hicretten önce yaptıkları anlaşmadır.

Soru 94  : Ravza-i Mudahhara neresidir?
Cevap     : Peygamberimiz (s.a.v.)’in kabri ile minberi arasına denir.

Soru 95  : Asr-ı Saadet ne demektir?
Cevap     : Rasulüllah (s.a.v.)’in yaşadığı çağa Asr-ı Saadet (mutluluk yılları) denir.

Soru 96  : Rasulüllah (s.a.v.)’in dayısı kimdi?
Cevap     : Sad Bin Ebi Vakkas.

Soru 97  : İsmet, Emanet, Fetanet, Sıdk ve Tebliğ tüm peygamberlerin ortak sıfatlarıdır.
Bu sıfatların dışında Peygamberimiz (s.a.v.)’e ait olan sıfatlar nelerdir?
Cevap     : a- Son peygamber olması
b- Tüm insan ve cinlerin peygamberi olması
c- Şefaat etme yetkisinin olması

Soru 98  : Hz. Muhammed (s.a.v.)’e peygamberlik gelmeden önce müşriklerle “Fakirleri
koruma ve kalkındırma” adı verilen bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmanın adı nedir?
Cevap     : Hif-ul Fudul

Soru 99: Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i vefatından sonra kim yıkadı?
Cevap   : Hz. Ali yıkadı.

Soru 100: Peygamberimiz (s.a.v.) Ebu Eyyup El-Ensari’nin evinde ne kadar kalmıştır?
Cevap     : Yedi aya yakın kalmıştır.

Soru 101: Haram aylar adı verilen aylar hangileridir?
Cevap     : Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep aylarıdır.

Soru 102: Müşrikler döneminde geleneksel olarak şiir yarışmaları yapılırdı. Birinci
gelen yedi meşhur şiir Kabe’nin duvarına asılırdı. Bu yedi şiire ne denirdi?
Cevap     : Muallakat-ı Seba denir.

Soru 103: Peygamberimiz (s.a.v.)’in doğduğu evin adı nedir?
Cevap     : Darud-Tebabia

Soru 104: Her müslümanın iman etmesi gereken akidelerden birisi de Peygamberimiz
(s.a.v.)’in Miraca çıkma hadisesidir. Miraç lügatte; yükseğe çıkma ve
merdiven manalarına gelir. Miraç hicretten bir buçuk yıl evvel vuku bulmuştur.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in Miraç hadisesinde yedinci kat semada, Mescidi
Haram ve Mescidi Aksa’dan sonra uğradığı, meleklerin kıyametekadar hayatlarında
bir defa sıra gelerek tavaf ettiği yedinci kat semadaki bu mescidin adı nedir?
Cevap    : Beytül Mamur.

Soru 105: Uhut savaşında Peygamberimiz (s.a.v.) bir kaç kafire beddua etmişti.
Ancak birisine suçu ağır olmasına rağmen beddua etmedi. Ashaptan bazıları:
“Niçin ona beddua etmiyorsun” diye sorduklarında “Miraç gecesi onu
Hamza ile kol kola cennete girerlerken gördüm” dediği kişidir. Hicretin
8.yılında Mekke fethedildiğinde Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından öldürülmeleri
emredilen 10 kişiden de biridir. Fakat daha sonra, Peygamberimiz (s.a.v.)’e
gelerek af dilemiş ve böylece Mekke’nin fethinden sonra müslüman olup,
Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından Yemame tarafına gitmesi emrolunmuştur.
Peygamberimizin irtihalinden sonra çıkan yalancı peygamberi daha önce hayatının
en büyük hatasını yaptığı kılıçla öldürür. Bu sahabe ve öldürdüğü yalancı
peygamber kimdir?
Cevap    : Vahşi (r.a.), Müseylemetül-Kezzap

Soru 106: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) peygamberliğini ilk defa açıkça nerede ilan etmiştir?
Cevap    : Safa Tepesinde

Soru 107: Hicretin dördüncü yılı olaylarındandır. Kilap kabilesinden Ebu Bera, Hz.
Peygamber (s.a.v.)’e gelerek, mensubu olduğu kabilesi arasında irşatta
bulunacak zatlar istedi. Peygamberimiz (s.a.v.)’de 40 veya 70 kişi göndermişti.
Bunların hepsi Ashabı Suffe’dendi. Yolda bu mübarek insanların hepsi şehit
edildiler. Bu olaya İslam tarihinde ne ad verilir?
Cevap    : Bir-i Maune.

Soru 108: Hz. Peygamber (s.a.v.) sözleri ile insanları İslam’a davet ettiği gibi,
devletlere gönderdiği mektuplarla da bu devlet başkanlarını ve tebaasını İslam’a
davet etti. Bunlardan bir kısmı bu davete sıcak baktı, bir kısmı da reddetti.
Bu mektuplardan birinin gittiği ülke kralı çok memnun olmuş ve bu memnuniyetini
göstermek için bazı hediyeler yanında Hz. Peygamber (s.a.v.)’e birde kadın köle
göndermişti. Peygamberimiz (s.a.v.) bu köleyi azat edip onunla evlendi.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in evlendiği bu validemiz ve ülkesinin adını söyleyiniz.
Cevap     : Hz. Mariye, Mısır.

Soru 109: Peygamberimiz (s.a.v.)’e Rasulüssakaleyn denmesinin sebebi nedir?
Cevap     : İnsanlara ve cinlere gönderildiği için

Soru 110: Peygamberimiz (s.a.v.) gençliğinde illegal bir örgüte üye olmuştu. Bu örgüt
haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun haklının yanında
haksızlara, zalimlere karşı tavır koyuyordu. Bu örgütün adı nedir?
Cevap     : Hılful Fudul  (Fazilet örgütü)

Soru 111: İslamiyet’ten önce Arap kabileleri arasında iç harpler ve kan gütmeler
yaygın halde idi. İslam’ın gelişiyle kan davaları ve kabileler arası harpler
son buldu. Ve insanlar Allah (c.c.)’ın gönderdiği İslam nimeti ile kardeşler
oldular. Bu kabileler yalnız dört ay harp etmeyi haram sayarlardı. Şayet bu
dört ay içinde harp yapılırsa bu harbe ne ad verilirdi?
Cevap    : Ficar harbi.

Soru 112: Allah (c.c.)’ın gönderdiği en son ve en mükemmel din olan İslam’ın kaynağı
Kur’an’ı Kerim’i Allah’ü Teala “Onu biz indirdik, biz koruyacağız” buyuruyor.
Ve bu arada insanların bazılarına cennette daha fazla mükafat vermek için de
onları ciddi imtihana tabi tutuyor. Biz müslümanların ise çilelere katlanmış olan
bu müslümanlara minnet borcumuz vardır. İşte o insanlarda Kur’an’ın
zamanımıza kadar gelmesinde her türlü çileye katlanmışlardır. Onlardan biri de
Hz. Bilal idi. Hz. Bil

 

Zekâtın Farz Olmasının Şartları
         Bir kimseye zekât’ın farz olması için onda şu şartların bulunması gerekir:

1) Zekât verecek kimse, müslüman, hür, akla sahib ve büluğ çağına ermiş olmalıdır. Buna göre, müslüman olmayanlar, köle ve cariyeler, mecnunlar ve çocuklar zekât vermekle yükümlü değillerdir. Gayri müslimler zekât vermekle mükellef değillerdir. Öyle ki, (Allah korusun), bir müslüman bir müddet hak dinden çıkıp ondan sonra tevbe ederek Allah’dan mağfiret dilese, dinden çıkış (irtidat) zamanında zekât vermek ona farz olmayacağı, gibi, irtidatından daha önceki zamana ait zekât borçları da düşmüş olur. Çünkü zekâtın farziyetinde İslâm şart olduğu gibi, bekasında da şarttır.

Kölelerle cariyelere gelince, onlar aslen bir mala sahib olamayacakları için, zekât vermeye ehil değillerdir. Kendilerine ticaret için izin verilse de, yine hüküm aynıdır.

Mecnunlara gelince, bunlarda iki durum düşünülebilir. Birincisi, doğuştan beri mecnun (deli) bulunmaktır. Bunların bu durumu devam ettikçe, onlar zekâtla yükümlü olmazlar. Fakat bunlar büluğ çağına erdikten sonra iyileşip düzelseler, sağlığa kavuşmalarından itibaren zekât vermekle mükellef olurlar. İkincisi, büluğa erdikten sonra bir müddet mecnun olmaktır. Bu durumda bunların cinnetleri (delilikleri) bütün bir yıl devam ederse, bu yıl için zekât vermeleri onlara farz olmaz. Çünkü bu durumda onlardan yükümlülük düşmüş olur. Fakat bu yıl içinde bir iki gün gibi kısa bir zaman iyileşecek olsalar, zekât vermeleri onlara farz olur.

Bu mesele İmam Muhammed’e göredir. İmam Ebû Yusuf’a göre, yılın çoğunda sağlık üzere bulunmadıkça, o yılın zekâtı gerekmez.”

Baygınlık hali ise, zekât verme mükellefiyetine engel değildir.

Çocuklara gelince, bunlar akılları başlarında olarak büluğa ermedikçe, zekât vermekle yükümlü olmazlar. Onun için bunların mallarından velileri zekât veremez. Bunların zekât vermeleri büluğ çağına ermekle başlar. Bir sene sonunda yerine getirilmesi gerekir.

(İmam Şafiî’ye göre çocukların ve delilerin mallarından zekât verilmesi gerekir. Bunu velileri mallarından öderler. Çünkü zekât mala gereken bir haktır. Küçüklük ve noksanlık bu hakkın varlığını gideremez. Özürde de durum böyledir.) Bize göre zekât malî bir ibadettir. Bunlar ise ibadetle mükellef değillerdir.

2) Zekât verecek kimse, temel ihtiyaçlarından ve borçlarından başka nisab miktarı veya daha fazla bir mala sahib bulunmalıdır. Bu miktar malı bulunmayana zekât farz olmaz.

“Nisab”, şeriatın bir şey için koymuş olduğu belli bir ölçü ve miktar demektir.

Şöyle ki: Zekât vermek için altının nisabı yirmi miskaldır. Gümüşün nisabı iki yüz dirhemdir. Koyun ile keçinin nisabı kırk koyun veya keçidir. Sığır ile mandanın nisabı otuz ve deveninki de otuz beşdir.

Temel ihtiyaçlar: Bundan maksad, oturacak ev ile eve gerekli olan eşya, kışlık ve yazlık elbise, gerekli silâh ve aletler, kitablar, binek hayvanı, hizmetçi, köle veya cariye, bir aylık doğru kabul edilen başka bir görüşe göre, bir yıllık nafaka demektir. Borç karşılığı olarak elde bulunan para da böyledir.

3) Zekâtı verilmesi gereken mal, gerçekten veya hüküm bakımından artıcı bulunmalıdır. Böyle olmayan mallardan zekât gerekmez. Nisab miktarından fazla olması hükmü değiştirmez.

Gerçekten artıcılık, ticaret veya doğurma ve üreme yolu ile olur. Ticaret için kullanılan herhangi bir eşya ve hayvan zekâta bağlı olduğu gibi, dölünü veya sütünü almak için, yılın çoğunu kırlarda otlayarak idare eden ve “Saime” adını alan havyanlar da zekâta bağlıdır. İleride anlatılacaktır.

Hüküm itibariyle artış da, çoğalmaya ve artmaya elverişli bulunan ve sahibinin veya vekilinin elinde olan altın ve gümüşteki geçerliliktir. Altın ve gümüşün maddeleri ile ihtiyaçlar giderilemez. Bunlar ticarette kullanılmak ve malların değiştirilmesinde vasıta olmak yolu ile ihtiyaçları karşılar. Bu yönü ile bunlar, yaratılış bakımından artmaya ve ticarete mahsustur. Onun için elde bulunan altın ve gümüş paralar, külçeler ve süs eşyaları, kendileriyle ticarete niyet edilmese veya bunlar nafakaya ve ev satın alınmasına harcanmak üzere saklansa bile, nisab miktarına ulaşınca zekâta tâbi olurlar.

4) Zekâtın gereği için, tam bir mülkiyet bulunmalıdır. Bir malın mülkiyetiyle beraber onun elde de bulunması gerekir. Onun için bir kadın mehrini eline geçirmedikçe, onun zekâtı ile yükümlü olmaz. Çünkü o mehre (nikâh bedeline) malik ise de, onu eline geçirmiş değildir.

Yine, elinde rehin mal bulunan bir kimseye, rehinden dolayı zekât gerekmez. Çünkü rehin, bir borç karşılığıdır. Bunda malikinin ele geçirip sahib olma hakkı yoktur.

Satın alınıp da henüz ele geçirilmemiş bulunan bir mal, ele geçmiş hükmünde olarak zekâta bağlıdır. Bu nisaba girer ve ondan zekât vermek gerekir.

Yolculuk halinde bulunan kimse de, malının zekâtını vermekle yükümlüdür. Her ne kadar o, malını elinde bulundurmuyorsa da, vekili aracılığı ile onu kullanmaya gücü vardır.

5) Zekât gerekmesi için, bir mal üzerinden tam bir yıl geçmiş bulunmalıdır. Buna “Havl-i havelân” denir. Çünkü bu zaman içinde artış ve çoğalma gerçekleşir, döllenme ve üreme olur. Mevsimlerin değişmesiyle ihtiyaçlar ve fiyatlar değişir.

Şöyle ki: En az nisab miktarında olmak şartı ile artmaya elverişli bir mal üzerinden tam bir kamerî yıl geçip son bulmadıkça ona zekât gerekmez. Nisab miktarı hem senenin başında, hem de sonunda bulunmalıdır. Bu miktarın sene ortasında azalması, zekâtın verilmesine engel olmaz. Aksine olarak sene içinde artan mal da, sene sonunda diğer mal ile beraber zekâta tâbi olur.

Örnek: Bir kimsenin (1364) senesi başında temel ihtiyaçlarından fazla iki yüz dirhem gümüş miktarı artıcı bir malı olup mal, sene sonuna kadar devam etse, bundan beş dirhem zekât vermek gerekir. Bu mal, sene ortasında yüz dirheme indiği halde, sene sonunda yine iki yüz dirhem miktarına çıkmış bulunsa, yine beş dirhem zekât gerekir.

Sene başında en az iki yüz dirhem miktarı iken, sene içinde ticaret, bağış ve miras gibi sebeblerle dört yüz dirhem miktarına çıkıp sene sonuna kadar devam etse, on dirhem miktarı zekât gerekir. Fakat böyle bir mal, sene başında yüz doksan dirhem miktar iken sene sonunda iki yüz veya üç yüz dirhem miktarına çıkmış bulunsa yahut sene başında iki-üç yüz dirhem miktarı iken, sene sonunda yüz doksan dokuz dirhem miktarına düşse, zekât gerekmez. Ancak iki yüz dirhem olduğu günden itibaren devam edecek olan bir yıl sonunda yine aynı miktara veya daha fazlasına erişecek olursa zekât gerekir.

İmam Züfer’e göre, nisab miktarı, senenin başından sonuna kadar bulunmalıdır.

(İmam Şafıî’ye göre, saime denilen hayvanlarda da hüküm böyledir. Fakat ticaret mallarında nisabın yalnız ticaret mallarinda sene sonunda tam bulunması lâzımdır. Sene başında ve ortasında nisabın noksan olması, zekâtın verilmesine engel olmaz.)

Zekâta bağlı bir mal üzerinden bir yıl geçtikten sonra bu mal artacak olsa, ana paraya bağlı olarak yıl sonunda zekâta girer.

 

 

<_script /><_script /><_script /><_script /><_script />geovisit();<_script />

 

Ehli Hayvanlara Ait Zekâtlar
         Ehli hayvanlar, koyun, keçi, sığır, manda, deve ve at olmak üzere altı cinstir. Bunlardan, senenin yarısından çoğunu kırlarda ve mer’alarda otlayıp geçinmek şartı ile sütlerini almak, üretmek ve semizletmek için beslenen hayvanlara “Saime” denir. Bunun çoğulu “Sevaim”dir.

Bu mer’alarda ve kırlarda altı ay ve daha az bir zaman otlayıp bu maksadlarla beslenen hayvanlar “Saime” sayılmadığından zekâta bağlı değillerdir. Yine yalnız binilmek veya yük taşımak yahut kesilip etleri alınmak için mer’alarda az çok bir müddet otlatılan hayvanlar da zekâta tabi değildir. Ticaret için olan malların hükmü ise aşağıda yazılıdır.

Saime denilen hayvanlardan, cinslerine göre, senede bir defa olmak üzere belli bir zekât alınır. Şöyle ki:

         Koyun ve Keçilerin Zekâtı

          Saime olan koyun ve keçinin zekât nisabı kırktır. Bunlar kırktan az ise, zekâtları yoktur. Bunlar kırk koyun olunca, bir koyun zekât verilir. Kırkdan sonra yüz yirmi bir koyuna kadar zekât yoktur. Yüz yirmi bir koyundan ikiyüz bir koyuna kadar iki koyun zekât verilir. İki yüz bir koyundan dört yüz koyuna kadar üç koyun verilir. Tam dört yüz koyun için de dört koyun zekât verilir. Bundan sonra her yüz koyun için bir koyun verilir. Yüzü doldurmayan koyun sayısı zekâta bağlı olmaz. Zekât olarak verilecek koyun bir yaşını doldurmuş olmalıdır, sahih olan budur.

Keçi de koyun gibidir. Bunlar bir cins sayılır. Bunlar, nisabı doldurmak için birbirlerine ilâve edilirler. Böylece otuz koyun ile on keçiden bir koyun zekât gerekir. Bunların erkekleri ile dişileri zekât hesabı bakımından eşittir. Zekât olarak verilecek hayvan erkek de, dişi olabilir.

Karışık olan koyun ve keçilerden hangisi daha fazla ise, ondan zekât vermek sünnettir. Eğer bunlar eşit ise, mal sahibi dilediği cinsten zekâtı verir. Fakat bu hayvanların hepsi aynı cinsten olursa, o cinsten zekâtın verilmesi gerekir. Mevcut olan koyunlar yerine keçiden veya keçiler yerine koyundan zekât veremez.

         Sığır ve Mandaların Zekâtı

          Saime olan sığırlarda zekât nisabı otuzdur. Bundan azı için zekât gerekmez. Otuz sığırdan kırk sığıra kadar zekât olarak iki yaşına basmış erkek veya dişi bir buzağı verilir. Kırk sığırdan altmış sığıra kadar, üç yaşına girmiş erkek veya dişi bir dana verilir. Tam altmış sığır olunca, birer yaşını bitirmiş iki buzağı verilir. Sonra her otuzda bir buzağı ve her kırkta bir dana verilmek suretiyle hesab edilir.

Örnek: Yetmiş sığır için bir buzağı ile bir dana zekât verilebileceği gibi, seksen sığır için de iki dana, doksan sığır için üç buzağı, yüz sığır için bir dana ile iki buzağı ve yüz on sığır için de dört buzağı veya üç dana vermek arasında sahibi serbestir. Çünkü bunda dört otuz ve üç kırk vardır. Daha çok sayılar için de bu şekilde işlem yapılır.

Zekât verme bakımından sığır ile manda arasında fark yoktur, bunlar bir cins sayılır. Bunlar karışık olunca birbirlerıne ilâve edilirler. Yirmi sığır ile on manda bulunsa, bunlar için iki yaşına girmiş bir buzağı zekât verilir. Bu iki cinsten hangisi fazla ise, zekât o fazla cinsten çıkarılır.. Her iki cins eşit bulunursa, değerleri az olan cinsin en iyisinden veya değeri yüksek olan cinsin düşüğünden zekât verilir. Sığırlar değer bakımından düşükse, bu sığırların en iyi buzağılarından zekât verilir ve bu şekilde denge sağlanmış olur.

         Develerin Zekâtı

          Saime olan develerde zekât nisabı beştir. Beşten az olan develerde zekât yoktur. Birer yaşını bitirmiş beş deve için bir koyun zekât verilir. Beşten ona kadar bağışlanmıştır. On deveden yirmi beş deveye kadar her beşde bir koyun verilmesi gerekir. Tam yirmi beş deve için de, iki yaşına girmiş bir dişi deve yavrusu verilir. Otuz beş deveye kadar başka bir şey verilmez. Tam otuz altı deveden kırkbeşe kadar da üç yaşını bitirmiş bir dişi deve verilir. Kırk altı deveden altmışa kadar da, dört yaşına girmiş bir dişi deve verilir. Tam altmış bir deveden yetmiş beş deveye kadar da beş yaşına girmiş bir dişi deve verilir. Yetmiş altı deveden doksana kadar da, üçer yaşına girmiş iki dişi deve vermek gerekir. Tam doksan birden yüz yirmiye kadar da, dört yaşına girmiş iki dişi deve verilir. Yüz yirmi deveden yüz kırk beş deveye kadar da, böyle dört yaşında iki deve ile beraber her beş devede de bir koyun verilir. Yüz kırk beşden sonra da, fıkıh kitablarımızda açıklandığı ölçülerle zekâtları verilir.

Zekâtları verilecek develerin erkek ve dişi olarak karışık bulunmaları veya arab ve acem develeri olmaları fark etmez. Ancak zekât olarak verilecek develerin orta değerde dişi olması şarttır. Erkek deve verildiği takdirde, kıymeti itibariyle verilir.

Sene başında nisab miktarında bulunan saime hayvanlara, sene içinde bağış, miras ve satın alma gibi yollarla aynı cinsten bir kısım saime hayvanlar eklenecek olsa, sene sonunda bunların tümünden zekât vermek gerekir.

(İmam Şafiî’ye göre, bu eklenen kısım nisab miktarına ulaşsın veya ulaşmasın, mülkiyete geçme tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe zekâta tâbi olmaz.)

Saime bulunan hayvanlar arasındaki kör ve zayıf hayvanlar da nisab hesabına girer. Fakat bunlar zekât olarak verilmez.

Saime olup da henüz birer yaşını doldurmamış olan kuzulardan ve sığır, manda, deve yavrularından da zekât vermek gerekmez. Bu, İmam Azam ile İmam Muhammed’e göredir. İsterse sayıları nisab miktarından çok fazla olsun. Fakat bu yavrular arasında kendi cinslerinden büyük hayvanlar bulunursa, bu büyüklere bağlı olarak onlar için zekât gerekir. Meselâ: Sene başından sene sonuna kadar bir koyun ile otuz dokuz kuzu bulunsa, sene sonunda bu koyun zekât olarak verilir. Bunlardan bir kuzu verilmesi yeterli olmaz.

Yine, yirmi dokuz sığır yavrusu ile bir tane sığır bulunsa, iki yaşına girmiş bir buzağı vermek gerekir.

Yine, dört deve yavrusu ile bir tane de iki veya üç yaşına girmiş deve bulunsa, bir koyun verilmesi gerekir. Eğer sene içinde veya sene çıktıktan sonra bu yaşlı hayvanlar ölecek olsa, geride kalan kuzu ve yavrular için yine zekât vermek gerekmez.

İmam Ebû Yusufa göre, böyle yaşlarını henüz doldurmamış hayvanlardan nisab miktarına ulaşan olursa, zekât gerekir. Böylece kırk kuzu için bir kuzu zekât verilir.

(İmam Şafiî Hazretlerinin de görüşü böyledir.)

Saime olan hayvanlarda iki nisab arasındaki miktar, ittifakla zekât dışında kaldığından bundan dolayı zekât gerekmez. Zekâta bağlı olmayan bu iki nisab arasındaki hayvanlar helâk olduğu takdirde de, bunların helâki İmam Azam ile İmam Ebû Yusuf’a göre zekâta tesir etmez. Fakat İmam Muhammed ile İmam Züfer’e göre, bunlar helâk olunca, zekât da o nisbette düşer.

Meselâ: Bir kimsenin altmış koyunu bulunsa, bunlardan kırk koyun için yalnız bir koyun zekât gerekir. Bunlar yüz yirmi koyuna ulaşmadıkça geri kalan yirmi koyun için zekât gerekmez, bunlar zekâttan müstesnadır. Bu durumda bu altmış koyundan on veya yirmi koyun telef (helâk) olsa, yine geri kalan kırk koyun için İmam Azam ile İmam Ebû Yusufa göre, bir koyun zekât ödenmesi gerekir. Fakat İmam Muhammed ile İmam Züfer’e göre, böyle altmış koyundan on veya yirmisi telef olsa, zekât da o nisbette azalır. Şöyle ki:

On koyun telef olunca, bir koyunun altıda biri, yirmi koyun telef olunca, bir koyunun altıda ikisi nisbetinde zekât miktarı azalmış olur.

 

 

 

 

 

iSLAM VE İSLAM’IN ŞARTLARI
    İslam, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Allah’tan aldığı kesin olarak bilinen dini emir ve yasakları kalb ile doğrulayıp, bu emir ve yasakların gereği olan iş ve davranışları yapmaktır.
İslam’ın şartları beştir:
1. Allah’tan başka hiç bir ilah olmadığını, Muhammed (s.a.v.)’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğunu kesin surette bilmek ve bunan inanmak. (Kelime-i Şehadet getirmek. – İman nedir? Nasıl İman Edilir? bölümüne bakınız!- )
2. Namaz kılmak.
3. Ramazan orucunu tutmak.
4. Zekat vermek.
5. Haccetmek.

MÜKELLEF
   Mükellef Kime Denir?
Erginlik çağına gelen akıllı insanlara mükellef denir.
Mükellef, dinin emirlerini yapmak ve yasaklarından sakınmakla sorumludur. Mükellef sayılmak için insanda iki şartın bulunması gerekir;
1– Akıllı olmak,
2– Erginlik çağına gelmek.
Akıllı olmayan deliler ile erginlik çağına gelmemiş çocuklar mükellef değildirler.
Erginlik (büluğ) çağı, çocukların vücut yapılarına ve iklim şartlarına göre değişir. Erginlik erkek çocuklarında oniki ile onbeş, kız çocuklarında dokuz ile onbeş yaşları arasında olur. Onbeş yaşını bitirdiği halde kendisinde erginlik belirtileri görülmeyen çocuklar erkek olsun, kız olsun erginlik çağına gelmiş sayılır ve dinin emir ve yasaklarına uymakla sorumlu olurlar.

Mükellefle İlgili Hükümler
Mükellefle ilgili hükümler sekizdir. Bunlara “Ef’al-i Mükellefin” denir:
   1) Farz:
Dinimizce, yapılması kesinlikle emredilen şeye farz denir. Namaz kılmak, oruç tutmak ve zekât vermek gibi.
Farzın Hükmü: Farz olan görevleri yapan, karşılığında sevab kazanır. Özürsüz olarak yapmayan azabı hak etmiş olur. Farzı inkâr eden dinden çıkar.
   Farz İki Çeşittir:
a) Farz-ı Ayın: Her mükellefin yapması gereken farz demektir. Beş vakit namaz kılmak gibi.
b) Farz-ı Kifaye: Bazı mükelleflerin yapması ile diğerlerinin yapması gerekmeyen farz demektir. Cenaze namazı kılmak gibi. Bazı müslümanlar bir ölünün cenaze namazını kılarsa farz olan görev yerine getirildiğinden, diğer müslümanların ayrıca o ölü için cenaze namazı kılmaları gerekmez.
   2) Vacib:
Farz kadar kesin olmamakla beraber kuvvetli bir delil ile yapılması emredilen şeye vacib denir. Bayram namazı kılmak, fıtır sadakası vermek ve kurban kesmek gibi.
Vacibin Hükmü: Vacipleri yapan sevab kazanır. Özürsüz olarak yapmayana azap gerekir.
   3) Sünnet:
Farz ve vacipten başka Peygamberimizin ibadet niyetiyle yaptığı şeye sünnet denir.
Sünnet İkiye Ayrılır:
a) Sünnet-i Müekkede: Peygamberimizin çoğu zaman yaptığı, pek az terkettiği sünnete Sünnet-i Müekkede denir. Sabah, öğle ve akşam namazlarının sünnetleri gibi.
b) Sünnet-i Gayri Müekkede: Peygamberimizin ara sıra yaptığı sünnete Sünnet-i Gayri Müekkede denir. İkindi namazının sünneti ile yatsının ilk sünneti gibi.
Sünnetin Hükmü: Sünnetleri yapan sevab kazanır. Peygamberimizin şefaatine nâil olur. Sünneti bile bile terk edenler azarlanır.
   4) Müstehab:
Peygamberimizin bazen yapıp, bazen de yapmadığı şeye Müstehab denir. Kuşluk namazı kılmak gibi.
Müstehabın Hükmü: Müstehab olan şeyleri yapan sevab kazanır, yapmayan azarlanmaz.
   5) Mübah:
Mükellefin yapıp yapmamakta serbest olduğu şeylere mübah denir. Oturmak, yürümek ve uyumak gibi.
Mübah’ın Hükmü: Mübah’ı yapan sevap kazanmaz, yapmayan da günah işlemiş olmaz.
   6) Haram:
Dinimizce yapılması kesin olarak yasaklanan şeye Haram denir. Haksız yere adam öldürmek, hırsızlık yapmak, içki içmek, kumar oynamak, domuz eti yemek, anne ve babaya karşı gelmek gibi.
Haramın Hükmü: Haramı işleyen kimse ceza ve azabı hak etmiş olur. Allah korkusundan dolayı haramdan kaçınan sevab kazanır. Haramı inkâr eden dinden çıkar.
   7) Mekruh:
Haram kadar kesin olmamakla beraber, dinimizce yapılmaması istenen şeye mekruh denir.
   Mekruh İkiye Ayrılır:
a) Kerahet-i Tahrimiyye=Harama Yakın Mekruh: Vacipleri yerine getirmemek gibi.
Hükmü: Böyle bir mekruhu işlemekten sakınan sevab kazanır. Yapan günah işlemiş olur.
b) Kerahet-i Tenzihiyye=Helâla Yakın Mekruh: Sünnet ve müstehapları yapmamak gibi.
Hükmü: Bu gibi mekruhlardan sakınanlar sevab kazanır, işleyenlere ceza gerekmez.
   8) Müfsid:
Başlanmış olan bir ibadeti bozan şeylere denir. Namaz kılarken konuşmak, oruçlu iken bilerek yiyip içmek gibi. Konuşmak namazı,yiyip içmek de orucu bozar.
Hükmü: Özürsüz olarak ve bile bile ibadeti bozmak azabı gerektirir.